AN'DA YAŞAMAK/AYCAN GONCA ÖCAL

AN'DA YAŞAMAK/AYCAN GONCA ÖCAL

Gülçin Tüzel Dokur | 12/10/2017

İçinde bulunduğumuz anı yaşamayı çoğunlukla bilemeyiz. Ya geçmişte yaptığımız hataları düşünüp kendimizi suçlayıp pişman oluruz. Ya da gelecekte yapmak istediklerimizin olasılık hesaplarını yaparız. Sonra da, içimiz de sanki bir şeylerin eksik kaldığı düşüncesi olur. Ancak ne olduğunu bir türlü bilemeyiz. Daha fazla bir şeyler yapmak, daha fazla para kazanmak yeni bir şeyler almak, üretmek isteriz. Yine de içimiz de ki boşluk duygusunu dolduramayız. Gerçekte ne istemekteyiz? Maddi doygunluktan çok manevi açlığımızı doyurmak isteriz. Anlaşılmak, önemsenmek, saygı görmek isteriz. İnsan olarak değer görmek isteriz. Çoğumuzun mutsuzluğu, değersiz ve önemsiz olduğumuzu hissetmemizdendir.

           An da kalarak, korkularımızın, güvensizliklerimizin, endişelerimizin gereksiz olduğunun farkına varabiliriz. Her olayın bir birine bağlı farklı seçim alternatifleri olduğunun farkına varırız. Geçmişten gelen korkularımızdan, endişelerimizden kurtulmayı başarırız. Gelecek için yaptığımız planların gerçekleşip gerçekleşmeyeceği duygusal endişelerimizden de kurtulabiliriz.

An da kalmak hayatımıza bayağı kolaylık sağlar.

           Dikkatimizi toplayıp odaklanmamızı sağlar. İşimizi başarı ile sonuçlandırmamızı, derslerimizi başarı ile tamamlamazı sağlar. Konferans veriyorsak bizi dinleyen ve seyreden her gözle kolayca kontakt kurmamızı sağlar. İnsanlığın faydası için çalışan bilim insanların ortak noktası odaklanabilmeleridir.

·      Kontrolü bizim dışımızda ki olaylara gereksiz stres ve gerginliği önler. 

·      Hayallerimizi keşfeder ve onlar gerçekleştirebiliriz.

·      Gereksiz endişelenmeleri bırakırız.

·      İşimizi zevkli hale getirir, zevkle yaparız.

·       Benliğimizle yüzleşiriz.

·      Başkaları ile iletişimimizi güçlendiririz.

·      Dolu dolu bir yaşam amacımız olur.

 

Bunları başarmak için gerekli olan, dürüst ve kararlı olmaktır. Kendinize karşı dürüst iseniz, doğru zamanlarda doğru kararlar alabilirsiniz. Olumsuz olaylar karşında, olumlu değişiklikler yapmak konusunda kararlı olun. O zaman kararlılığınız ve kendinizi geliştirme çabalarınızla, aradığınız mutluluğa yaklaşmaktasınız demektir.

 

             İçten çabalarınızla, kendinizde ki olumlu değişimlerin zamanla hayata bakış açınızı  değiştirdiğini fark edeceksiniz. Önce algılarınız değişecek, sonra da doğal olarak davranışlarınız değişecek. Bu gücü hissettiğiniz de hayatınızı tamamen değiştirebileceğinizi kavrayacaksınız. 

              An da yaşamayı öğrendiğinize, yaşamınız daha az mücadele ile geçecek kendinizle ve etrafla barışık yaşamayı öğreneceksiniz. An da yaşamdan zevk almak için yapabileceğiniz  birkaç yol önerebilirim.

  

             Yaşadığın An’nın Gücü

         an,yaşamak,duygu,çaba,odaklanmak,bakış açısı           

                            Birinci aşama, tüm bedenimizle da yaşadığımızı kabüllenebilmemizdir. Karşılaştığımız iyi ya da kötü olaylarda beş duyumuzla dikkat etmeyi öğrenmeliyiz. Yaşadığımız olayları algılamamıza engel olan boş hayallerden  ve  gereksiz endişelerden kurtulmalıyız.  O an ne hissediyoruz, çok sevdiğimiz birinin ölümünü duyduğumuz da içinizden ağlamak geliyorsa ağlayın. Yada gülünecek bir olayla karşılaştığınızda kahkahalarla gülün. Etraftakilerin sizin için neler düşüneceğine empati yapmaktan kurtulun. Yani kendinizi dünyanın merkezine koymayın. Etrafın sizin yapacaklarınızı takipten daha önemli konuları olduğunu kabüllenmeye çalışın. Hayatınızı "Neler derler" paranoyasından kurtarın. Hayallerinizi gerçekleştirmek için en önemli an şu an dır. Bunu asla unutmayın. 

 

 

  Sınırların Aldatmacası

an,yaşamak,duygu,çaba,odaklanmak,bakış açısı       

                    İkinci aşama, düşüncelerimizi hangi yollarla nasıl sınırlandırdığımız ve şekillendirdiğimizdir. Hayallerimizi, gerçekleştirmek için atmak istediğimiz adımları atmakta bizi engelleyen, olumsuz düşüncelerimizdir. İlk başta, olumsuzluğu görürsek olumlu adım nasıl atarız . Kendimizi baştan güçsüz ve engellenmiş hissederiz. Başaracağımıza inandığımız sınavları başarırız, işimiz de terfi edeceğimize inandığımız da başarı ile çalışır ve başarıyı elde ederiz. Benliğimizi sınırlayan bizi kısıtlayan, negatif inançlarımızı sorgulamamız gerekir. Yapamazsın.yapamam,başaramazsın gibi engelleyici düşünceler ve bunları dile getirmekten uzak durmalısınız. Başarıya ulaşmamızı sağlayan kurduğumuz hayallerdir. Hayal kurmadan hiç bir hedefimize ulamayız. Eleştirilerimizi bile yapıcı düşüncelerden oluşturmalıyız.Birden bire olur bazı şeyler 

               

  Duyguların Var Olması

 an,yaşamak,duygu,çaba,odaklanmak,bakış açısı

                 Üçüncü aşama duyularımızla birlikte an’da var olmayı öğrenmektir. Duygular birçok insan için ezici ve yıkıcıdır. Benliğimiz biz istemeden kaplar, kızdığımız da yüzümüz kızarır, kendimizi kontrol etmeye çalışırız. Sevindiğimiz de de yüzümüzde ve beden dilimizde birçok değişikler olur. Ama bizlere duygularımızı saklamamız, çocukluktan beri şartlı bir şekilde öğretilir. Çok gülme, ağlarsın; çok ağlama uğursuzluk gelir. Ne sevinçlerimizi ne de üzüntülerimizi belli etmeden, robot gibi olmamızı isterler. Sevgimiz bile, sevdiğimize belli etmememizi öğretirler. An ‘ da yaşamaya başladığımız

 da duygularımızı ifade etmeyi kontrol etmeyi öğreniriz. 

 Duyguların Gelgitleri


an,yaşamak,duygu,çaba,odaklanmak,bakış açısı

       

                     Dördüncü aşama duygusal tepkilerimizle An’ da bulunmak, içimizde ki mutluluğun ya da mutsuzluğun temel nedenlerini keşfetmemizdir. Kızgınlıklarımızın nedenleri an da kalamamaktan kaynaklanır. Arkadaşımız bizimle bir şeyler paylaşmak istediğinde kafamız da bir çok gereksiz düşünce vardır. Kendisine yardımcı olmamızı istediği konuları bile dinlemeyiz. O an da ya geçmişte ki bir olayı düşünüp içimizden kendimize sinirlenmekle meşgul oluruz Ya da yarın yapacağımız bir işle meşgul oluruz. Gereksiz düşünceler an da yaşamamı engellemek için ,  gölge gibi takip eder. Sevgilerimizde de mutsuz olmamızın sebebi işte budur. Karşımızdaki insanın bizi hep aynı yoğunlukta sevmesini isteriz. Sevginin gel gitlerinin arasında tekrar dönmeyeceğini düşünürüz. Halbuki bizde hep aynı yoğunlukta aynı kişi sevemeyiz. Bazen kızarız, bazen sinirlenir bazen de üzülürüz ama bu bizi o kişiyi sevmekten alıkoymaz. Duyguların gelgitlerini kabül edersek hayat daha güzel olacak buna inanın. 

                                                                                            

                                                                                            AYCAN GONCA ÖCAL