EREN  VE BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

EREN VE BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU

Gülçin Tüzel Dokur | 12/05/2018

Romanyalı ressam Ernestine ile Türk ressam Bedri Rahmi 1930’lu yılların başında Paris’te tanıştı. Onları bir araya getiren şey resme olan tutkularıydı.

Tutkuları büyük bir aşka dönüştü.

Aşklarından geriye sandıklar dolusu mektup ve evlerinin duvarlarına sığmayacak kadar çok resim kaldı. Evlenmeden önce bir süre ayrı yaşamak zorunda kaldılar.

İlk mektup Bedri Rahmi’nin Paris’te bulunan Ernestine’e yazdığı mektup, tarihi 25 Temmuz 1933. 
 

Memişcik,

              Senden köprü üzerinde ayrıldıktan sonra olup bitenleri sana anlatmamı ister miydin? Hayır hayır. Bu anıları atlayalım. Bu anılar çok zor anlardı. Sadece boğazıma sıkışan, beni boğan, nefes aldırmayan bir şeyler olduğunu sana söyleyebilirim. Ayaklarımın üzerinde zor durabiliyordum. Valizlerimin üzerine bitap ve yapayalnız oturakaldım. Saatimin 13.05 olduğunu fark ettim. Benim Bucişim 10 dakikadır, yoktu. Her neyse, yolculuk başladı… Beyaz dalgalarla epey oyalandım. İki sene önce, Trabzon’dan ayrılırken seyrettiğim dalgaları hatırladım. Bu sefer bu dalgalar bana, bana fazla bir şey söylemediler.”

 


Ernestine’in 2 Eylül 1933 tarihli mektubu :

“Concorde” meydanının yanındaki bankoların birinin üzerinde, uzun süre önce bana söylediklerini hatırlıyorum. “Zor günler bizi bekliyor” demiştin. Çok doğruymuş. İşte, sen Türkiye’ye döndün. Ben de Paris’te kalıverdim. Gözlerimden yaşlar fışkırıyor. Ama ne yapayım, onları tutup biriktirmek içimde fırtınalar yaratacak. Sana ne demeliyim? Sana her şeyi söylemek isterdim. Bunları yazınca, boğazım tıkanıyor. Aramızdaki mesafeyi düşünüyorum. Şu hayatın cilvesine nasıl dayanabileceğim bilmiyorum. Hayat, omuzlarıma çok ağır gelmeye başladı. Evet ümitlerle, cesaret verecek bir sürü de neden var ortalıkta, ama sevdiğim insandan, bu kadar uzak ve çaresiz kalmak da inan bana, hiç kolay değil… Sana yemin ederim ki çok zor. Gözlerimi kapayıp, başımı sallamak ve “Bütün bunların hepsi bir rüyaymış” demek isterdim. Fakat bunu bir türlü yapamıyorum. Çünkü, rüyalar çok müphem. Halbuki sen, benim içimde capcanlısın. Seni, ta küçük çocukluğumdan beri hayal etmiştim.