GAZİANTEP

GAZİANTEP

Gülçin Tüzel Dokur | 09/10/2017

Güneydoğu Anadolu bölgesinin en büyük kentidir Gaziantep.Mezopotamya ve Akdeniz’in kesiştiği yerde bir çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.

I. Dünya Savaşından sonra ilk olarak 17 Aralık 1918 de İngilizler şehre girmişler. Yaklaşık Bir yıl süren işgalin ardından Fransızlar ile yaptıkları anlaşma gereği burayı Fransızlara terk etmişler.(5 Kasım 1919)Gerek Fransızların gerekse onlarla hareket eden Ermenilerin baskı ve zulümleri halkın direnişine yol açmış. Antep-Kilis hattında Şahinbey liderliğinde işgale karşı büyük bir savunma başlatılmış. Şahin Bey in şehit edilmesinden sonra bu defa Antep çatışmalara sahne olmuş. Antep halkı 1 Nisan 1920 den 7 Şubat 1921 e kadar Fransız kuvvetlerine karşı büyük bir direniş göstermiş. Daha sonra direniş kırılmış ve Türk Askerleri geri çekilmek zorunda kalmış. Böylece Fransızlar 9 Şubat 1921 de şehre hakim olmuşlar.

Türkiye Büyük Millet Meclisi kendi gücüyle işgale 10 ay dayanan ve düşmana geçit vermeyen Antep''e 8 Şubat 1921 de Gazilik unvanı vermiş. Böylece şehir Gaziantep adıyla anılmaya başlamış. Fransızlar Ankara Antlaşmasının ardından 25 Aralık 1921 de şehri boşaltmışlar ve Gaziantep iki yıl süren işgalden kurtulmuş.

Gaziantep kalesi, Roma döneminde kuzeyi doğal kaya, güneyi ise höyük olan bir tepe üzerinde gözetleme kulesi olarak kurulmuş.

Biz Gaziantep’e Urfa gezimizi tamamladıktan sonra iki saatlik otobüs yolculuğumuzun sonunda vardık.Otelimize yerleştikten sonra hemen dışarı gezmeye çıktık.

Gaziantep’e gidecekseniz hafta arası gidiniz çünkü hafta sonu maalesef bir çok yer kapalı, görmek istediğiniz yerleri göremiyorsunuz.Şahsen ben hafta sonu her yeri kapalı bir şehir gezmek istemem.

Önce karnımızı doyuralım dedik ve Metanet lokantasının yolunu tuttuk, tabi ki beyran yemeğe…Bazı yerlerde beyran çorbası denilse de çorba değil ,o  pirinç, et,et suyu, sarımsak ve bol acılı yapılan bir yemek çeşidi. Antep’liler bunu sabah kahvaltısında yiyiyor. Çünkü öğleden sonra beyran bulamazsınız.

Sahibi Mustafa bey, 51 yıldır bu işi severek yaptığını anlatıyor bize.


Sonra kapalı çarşısını gezmeye gittik.Aynı İstanbul’daki gibi bakırcılar çarşısından tutun da çeyizlik, gelinlik, hediyelik, baharat aklınıza ne gelirse gez gez bitmiyor.

Ben de oradan yumurta kırmak için  kulplu bir sahan aldım.


Biz yine acıktık…Arkadaşım Neşe, oğlu Serhat ve kız arkadaşı Fatma ile birlikte bu sefer küşleme yemeğe Halil Usta’ya…

Küşleme koyunun omurgasının etrafından çıkan löp et,yumuşacık bakır ve derin kaplarda servis ediyorlar.Haklı bir nam salmış Halil usta bu konuda.


Küşleme yedikten sonra meşhur kahvecileri Tahmis kahveye gelerek kahvelerimiz içtik ancak hazım ederdik yediklerimizi.


Antepliler sarımsak ve pul bibere bayılıyor ve her şeyleri çok acı ne yazık ki.Ben yiyemiyorum bu kadar acı…Nitekim ben rahatsızlandım.Bütün geceyi otelde yatarak geçirdim.

Sabah oldu hala halsizim,ertesi gün döneceğiz ama hala yiyemediğimiz yemekler var aklımız onlarda…İnleye inleye sabah doğru katmerci Zekeriya usta’nın yolunu tuttuk.


Yufkadan yapılan ,mis gibi tereyağ kokan, bol antep fıstıklı, kaymaklı hafif bir tatlı.Dilediğiniz kadar yiyebilirsiniz tadı enfes.



Oradan çıktıktan sonra Gaziantep kalesini gezmeye gittik.Kale yüksek bir tepede Romalılar zamanında gözetleme kulesi olarak yapılmış, çapı 100 metre, çevresi de 1200 metre olan bir alana sahip.12 adet kulesi var.İçi muazzam.Yaşayan ve yaşanmış bir tarih yatıyor…


 

Gaziantep kalesinden sonra, mozaik müzesini gezmeye gittik. Muazzam eserler var görülmeye değer.tarih kokan, yüzyıllardır bir çok uygarlığa ev sahibi yapmış olan Gaziantep bu konuda çok büyük bir değer taşıyor.



Biraz yokuş çıktık, kaleyi,müzeyi gezdik, indik ve biz yine acıktık.


Hadi bu sefer meşhur İmam Çağdaş’a doğru yola çıktık.Nasıl kalabalık Allahım, gelin damat bile gelmiş, şaştım kaldım.Gelinlikle gidecek yer bulamamışlar bol sarımsaklı alinazik yiyerek düğüne gittiler.İstanbul'da Çamlıca tepesine çıkarlar resim çekmek için burada da demek ki; adet olmuş İmam çağdaş a gitmek.Alinazik yemeğimizin üzerine baklavalarımızı da yedik.İstanbul’a götürmek üzere eşe dosta da almayı ihmal etmedik.


Antep güzel yer, biraz trafiği yoğun ve dar sokakları var.Epey zamanınız trafikte geçiyor.Hafta sonu gitmemenizi öneririm ,çoğu yer kapalı oluyor.Bize iki gün yetmedi, hayvanat bahçesini, arkeoloji müzesini, cam eserleri müzesini, rum kaleyi göremedik zamanımız yetmedi.

Bir kere daha gitmek gerekecek ,ülkemizin her şehri çok güzel ve görülmeye değer.Yemekleri ile ün salmış zengin bir mutfağı var, tabi acı sevenlere…

Buram buram tarih kokan, ülkemizde ilk kez gazi ünvanını almış, baklavası, antep fıstığı, katmeri, beyranı, küşlemesi, baharatları, müzeleri,hayvanat bahçesi ile ünlü bu şehrimizi mutlaka geziniz.

Gaziantep,acı,imam çağdaş,baklava,küşleme,katmer,beyran,müze,mozaik

Bitmeyen Yollardaki Duraklarımızda bu hafta Gaziantep’deydik…

Haftaya başka bir durakta buluşmak dileğiyle…

Gülçin Tüzel Dokur