NAUGHTY BOY - La La La...

NAUGHTY BOY - La La La...

Gülçin Tüzel Dokur | 26/06/2018

Şarkının hikaye tarafında ise karşımıza kulakları duymayan sağır bir çocuk çıkmaktadır. Klipteki gibi evden kaçar ve bir köpekle dost olmasıyla macerası başlar. Diyar diyar gezerken bir köyde hor görülen ve hırpalanan bir adama denk gelir. Yapılan kötülükler yüzünden çığlık atar ve adamı kurtarır. Bu çığlığın deprem etkisi yapıp fırtına getirdiği yapılan rivayetler arasındadır. Çocuğun çığlık atması ile ilgili yeteneği burada keşfedilir. Ayrıca yaşlı adamın kalbini iyileştirmesi de klipte benzeri bir şekilde gösterilmiştir. Yaşlı adam ve çocuk rastgele yollarına devam ederler. Ardından klipte trafik polisi gibi gösterilen ama aslında cüzzamlı bir adamı temsil eden birine rast gelirler. O da bulunduğu köyde dışlanmaktadır. Bu adam da ekibe katılır ve hep beraber yolculuklarına devam eder. Belli bir süre sonra bir madene gelirler. Çocuğun yeteneği itibari ile kötülüklere son verebileceğini düşünen yaşlı ve cüzzamlı adam onu heykel şeklinde tasvir edilen madendeki şeytanın yanına bırakırlar. Bu noktadan sonra ise kesin bir sonuç yoktur. Yani bir bilinmezlik söz konusudur. Anlatılanlara göre çocuktan bir daha haber alınamaz.

Yukarıda hikaye kısmında anlatılanlar, elbette bir efsanenin ürünü ve tasvir edilmesidir. Her ne olursa olsun insanın aklında kalan, kısa bir süre de olsa düşünmeye sevk eden bir şarkı olması sebebiyle ilgi çekmektedir.




Şarkı Sözleri ve Çevirisi

Hush, don't speak 
(Sus, konuşma)
When you spit your venom, keep it shut I hate it
(Zehrini kustuğunda, onu tut, bundan nefret ediyorum)
When you hiss and preach about your new messiah
(Yuhladığında ve yeni Mesih'in hakkında öğüt verdiğinde)
'Cause your theories catch fire
(Çünkü teorilerin alevleniyor)
I can't find those silver linings
(Umut ışıklarını bulamıyorum)
I don't mean to judge 

(Yargılamayı amaçlamıyorum )
But when you read your speech, it's tiring
(Fakat konuşmanı/demecini okuduğunda, yorucu oluyor)
Enough is enough
(Bu kadarı fazla)
I'm covering my ears like a kid
(Bir çocuk gibi kulaklarımı tıkıyorum)
When your words mean nothing, I go la la la 
(Kelimelerin anlamsızlaştığında, la la la diyorum)
I'm turning off the volume when you speak
(Konuştuğunda sesi kapatıyorum)
Cause if my heart can't stop it, I find a way to block it

(Çünkü kalbim onu durduramıyorsa, onu engellemenin bir
yolunu bulurum)

I go 
(Derim ki)
La la, la la la...  
La la, la la la...
I find a way to block it 

(Onu engellemenin bir yolunu bulurum)
I go 
(Derim ki)
La la, la la la... 
La la, la la la...

If our love is running out of time 
(Eğer aşkımızın zamanı tükeniyorsa)
I won't count the hours, rather be a coward 
(Saatleri saymayacağım, en iyisi korkak olmak)
When our words collide  

(Dünyalarımız çarpıştığında)
I'm gonna drown you out before I lose my mind
(Aklımı kaybetmeden önce seni boğacağım)
I can't find those silver linings
(Umut ışıklarını bulamıyorum)
I don't mean to judge 

(Yargılamayı amaçlamıyorum)
But when you read your speech, it's tiring
(Fakat konuşmanı/demecini okuduğunda, yorucu oluyor)
Enough is enough 
(Bu kadarı fazla)

I'm covering my ears like a kid
(Bir çocuk gibi kulaklarımı tıkıyorum)
When your words mean nothing, I go la la la
(Kelimelerin anlamsızlaştığında, la la la diyorum)
I'm turning off the volume when you speak
(Konuştuğunda sesi kapatıyorum)
Cause if my heart can't stop it, I find a way to block it

(Çünkü kalbim onu durduramıyorsa, onu engellemenin bir
yolunu bulurum)