ŞİRİNCE

ŞİRİNCE

Gülçin Tüzel Dokur | 22/09/2017

Şirince İzmir'e bağlı adı gibi şirin bir köy.İzmir -Şirince arası 87 km.aşağı yukarı 1,5 saat sürüyor, Aydın otobanını kullanıyorsunuz ve yol çok rahat.Şirince içine girilince önce geniş bir avlu, arnavut kaldırımı döşenmiş.Adı bir kaç kez değişmiş önce Kırkınca imiş.Sonra Rumlar Kirkince demiş, Türkler Çirkince...

Fakat daha sonraları bu şirin köye Şirince demeye karar vermişler.Etrafı zeytin ağaçlarıyla çevrili olan bu köyde bağcılık ve zeytincilik ön planda ,Şirince demek, çarşısından alışveriş yapmak demek.El sabunlarından tutun, şarap, yöresel takılar, tahta oyma eşyalar, kıyafet, cam eşyalar çeşit çeşit.Şarapları çok meşhur, en çok da meyveli şarap üretiliyor.


Özgün tarihi mimarisini koruduğundan yılın her mevsimi ziyaretçi akınına uğramakta.Evler iki katlı, doğa içinde yemyeşil huzur veren bir köy.Evlerin tarih kokusu,daracık arnavut kaldırımı yolları,sizi alıp götürüyor geçmişe,anılara...


 

Tam ortada Meryem Ana kilisesi var ve havuzuna para atmak adet olmuş.Tabi ki ben de attım ve dilekte bulundum.İsterseniz kilisede de mum yakarak dilekte bulunabilirsiniz...Dileği olan var mı dır bilinmez,her ziyarete gelen,alışkanlık olarak para da atıyor,mum da yakıyor...Siz hangisini tercih ederseniz.




İnsanları çok sıcak kanlı.Sokakta gözlemeden tutun, çöp şiş, otlu mezeler, köfteler yemek mümkün asla aç kalmazsınız.

Burada en çok ilgimi çeken şey dinlenmek için oturduğumuz cafede kumda yapılan kahve oldu. Cezveleri kumun üzerinde gezdirip ısıtarak yapılan ve içilen kahvenin tadına doyum olmadı.



Buraya geldiğinizde Meryem Ana kilisesindeki havuza para atmayı, meyveli şaraplardan, otantik takılardan almayı, tarihi çınar altında oturup çay içmeyi unutmuyorsunuz.